Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ait Sakarya Arifiye’deki Hamit-Fatma Atay Engelsiz Yaşam Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi’nin bakımında olan otizmli Abdülkerim Musti’nin hayatını kaybetmesi üzerine otizm camiası harekete geçti. Olayın yaşandığı merkezin önünde açıklama yapan otizm dernekleri ve aileler “Sessizliğin bedeli hayattır” dedi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ait Sakarya Arifiye’deki Hamit-Fatma Atay Engelsiz Yaşam Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi’nde kalan otistik Abdülkerim Musti’nin 1 Mayıs’ta hayatını kaybetmesini sivil toplum örgütleri protesto etti.
Türkiye Otizm Meclisi ve Otizm Konfederasyonu üyesi 140 sivil toplum örgütünün temsilcisi ve otistiklerin ebeveynleri kurumun önünde basın açıklaması yaparak bakımevlerinde yaşanan ölümlere tepki gösterdi.
Engelli bakım merkezlerinde yaşanan şiddet, ihmal ve ölüm vakalarına dikkat çekmek amacıyla 13 Mayıs Pazartesi günü Sakarya Arifiye Engelli Bakım Merkezi önünde yapılan açıklamada “Her sessizlik yeni bir şiddetin, her gecikme yeni bir ihmalin, her görmezden gelme yeni bir ölümün kapısını aralıyor” denildi.
“Haklarını savunmak bizim ortak sorumluluğumuz”
Dernekler açıklamada, yalnızca Arifiye değil Türkiye genelindeki tüm bakım merkezlerinde insan onuruna aykırı uygulamalara karşı daha güçlü denetim ve hak temelli reformlar gerçekleştirilmesi çağrısı yaptı.
“Artık haykırmak istiyoruz, sessizliğin bedeli hayattır” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Her sessizlik yeni bir şiddetin, her gecikme yeni bir ihmalin, her görmezden gelme yeni bir ölümün kapısını aralıyor. Son dönemde, farklı illerdeki bakım merkezlerinden gelen şiddet, ihmal ve ölüm haberleri, toplum vicdanında derin yaralar açmıştır. Bu merkezlerde kalan bireylerin çoğu kendini ifade edemeyen, dış dünya ile sınırlı teması olan, genellikle sesi duyulmayan insanlardır. Onların sesi olmak, onların haklarını savunmak ise bizim ortak sorumluluğumuzdur. Bugün burada sadece bir trajedinin yasını tutmak için değil, bir daha yaşanmaması için ne yapılması gerektiğini haykırmak için toplandık.”
Engellilerin yaşam hakkını koruyacak politikaların ancak çok paydaşlı ve bütüncül bir yaklaşımla geliştirilebileceğini vurgulandığı açıklamada, yalnızca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı değil Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili kurumların daha işlevsel ve koordineli bir şekilde sürece dahil olması gerektiği ifade edildi.
Uluslararası iyi örnekler hatırlatılarak, “Bakım politikaları sadece sosyal yardım düzeyinde ele alınamaz, eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler entegre edilmeli, kişiye özel destek planları temel alınmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
Ayrıca, “Bu çalışmalar masa başında değil, ancak sahada karşılık bulabilir” sözleriyle gerçek çözümün sahadan gelen deneyimlerle şekillenebileceği belirtildi.
Açıklamada talepler ise şöyle sıralandı:
• Tüm bakım merkezlerinin bağımsız ve şeffaf denetime açılması,
• Hak temelli bakım modellerine geçilmesi,
• Otizm alanında uzmanlaşmış bakım merkezlerinin açılması,
• Ailelerin ve STK’ların karar süreçlerine katılması,
• Personel eğitimlerinin güçlendirilmesi,
• Kamera sistemlerinin caydırıcılık ve adli denetim aracı olarak etkin kullanılması yer aldı.
• Psikiyatrik destek içeren acil sağlık hizmetlerinin sağlanması.