SON DAKİKA

İstanbul Haberci Gazetesi

KARA KENT KONSEYİ’NDE KONUŞTU; EVİNİZİ SATMAK İSTER MİSİNİZ?

KARA KENT KONSEYİ’NDE KONUŞTU; EVİNİZİ SATMAK İSTER MİSİNİZ?
Bu haber 19 Ocak 2018 - 22:16 'de eklendi ve kez görüntülendi.

Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, Kent Konseyi 1. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu. Başkan KAra, bir çok konuya açıklık getirilirken arsa satışlarını ise çarpıcı bir örnekle anlattı. ‘Siz evinizi tarlanızı satmak ister misiniz?’ diyen Cem Kara konuşmasında devamında “İstemezsiniz ama siz aile reisisiniz, sizden eşiniz ya da çocuklarınız bir şey istiyor, okul taksitinin ödenmesini istiyor, servis şoförü para istiyor, evde tencerenin daha iyi kaynamasını istiyorsunuz. O ailenin bir arada durması birliği, dirliği sizin yapacağınız babalık görevinde” ifadelerini kullandı.

Çatalca Kent Konseyi Başkanı Ahmet Rasim Yücel’in açılış konuşması ile başlayan Genel Kurul Toplantısı saygı duruşu ve İstiklal Marşımızın okunması ile devam etti. Çatalca Kent Konseyi’nin 2017 yılında gerçekleştirdiği faaliyet raporunun okunması ve onaylanması sonrası Çatalca’nın sorunlarının tespiti, dile getirilmesi ve çözüm önerilerinin görüşülmesi ile ilgili gündemin diğer maddesinin görüşülmesine geçildi.

İlçemizin sorunları değişmiyor

Çatalca Kent Konseyi Başkanı Ahmet Rasim Yücel bu konudaki görüşlerini şu sözlerle ifade etti;

“ İlçemizin sorunları aslında çok fazla değişmiyor. Bir önceki Eylül ayında yapmış olduğumuz genel kurulda o dönemde gündeme gelen mesire alanları konusu vardı. Onun dışında Çatalca’nın diğer konuları aynı. Üniversite, trafik sorunu, barajlar, taş ocakları gibi. Mesire alanları konusu aslında henüz netleşmedi, AK Parti İlçe Başkanımız gelmiş olsaydı kendisine de burada soracaktık. Çünkü konuyu o takip ediyor. Son günlerde bir de Çatalca’mızın gündemine düşen Çatalca Belediyemizin arsa satışları ile ilgili bir konu oldu. Bu konuyla ilgili kim ne dedi, ne yaptı, hepimiz burada yaşıyoruz gördük. Bu konuyla ilgili Kent Konseyi’ni eleştirenler olduğunu da biliyoruz. Aslında bu toplantıların amacı dışarda, sokakta birbirimizle ikili görüşme yapmaktansa işte meydan burada, mikrofon herkese açık gelsin, konuşsun. Konuyla ilgili kim ne söylemek istiyorsa burada söylesinler. Kent Konseyleri zaten bu yüzden vardır. Arsaların satışı konusunda da biz sessiz kalmadık. Siyasi bir durum yaşandı bu konuda. Belediyeler ekonomik sıkıntıya düştükleri zaman veya bir başka projesini gerçekleştirmek için arsasını, gayrimenkulünü satabiliyor. Kanun yetki vermiş. Belediye meclislerinden bu kararlar geçiriliyor, sonrada uygulamaya konuluyor. Tabi ki bende şahsen hiçbir yerin satılmasını istemem ama belediyemiz öyle uygun görmüşse buna karşı çıkılabilir, siyaseten de karşı çıkılabilir ama böyle bir karar almışsa belediye, ona da çok fazla söyleyecek bir şeyimiz yok. Zaten belediye başkanımızda konuyla ilgili yaptığı konuşmalarda satma gerekçesinin ne olduğunu, ekonomik sebeplerle satmak istediğini, anlatmıştır. Buna hiçbir derneğin, sivil toplum kuruluşunun yapabileceği bir şey yok, kanunun belediyelere tanıdığı bir şeydir” şeklinde konuştu.

Suni sorun yaratılıyor

Toplantıda konuşma yapan Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara sözlerinin başında, “Çok şey anlatmam gerekiyor, sadece çok şey anlatmak değil çok kez anlatmam gerekiyor. Kent Konseyi açısından anlatmak istediklerim var. Kent Konseyi ne yapmıştır, Çatalca’nın hangi sorunlarına değinmiştir, hangileri çözülmüştür, hangileri çözülmemiştir, neden çözülmemektedir? Bunları anlatmak istiyorum birde suni olarak yaratılmaya çalışılan sorunlar var. Tabii hepsini ortaya koyacağım.

Ben 9 yıldır bu ilçenin Belediye Başkanıyım. Bu süre içerisinde benim kadar açık ve net konuşan çevre il ve ilçelerde bir belediye başkanı varsa, ben bilmiyorum. Faaliyet raporunda da, yapılan iş ve işlemlerde de, her zaman doğru bilgileri verdim. Asla yalan söylemediğimi ve söylemeyeceğimi de bir kez daha belirtmek isterim” ifadelerine yer verdi.

Çatalca’nın sorunları ile ilgili açıklama yapan Başkan Kara sözlerinin devamında, piknik alanları konusuna değinerek, “Bu ilçede bizler hiç bir zaman sorun çıkarmadık, bizler kimseyle kavga etmedik, halen de etmiyoruz ama kavga etmek isteyen bir elin parmaklarından daha az sayıda bir insan topluluğu var.

Bizler, Çatalca’da hepimiz her zaman bir araya gelebiliyoruz, birlik ve beraberlik içerisindeyiz. Her zaman sorunları çok net ortaya koyduk.

Bugün Çatalca’nın sorunlarının çözülmemesinin nedeni sistemle ilgili bir sorundur. Yetkiniz olmadığı bir yerde, hangi sorunu, nasıl çözeceksiniz?

Ne büyükşehirle kavga ediyoruz, ne merkezi hükümetin bakanlıklarıyla kavga ediyoruz. Hiçbir kurumla kavgamız yok. Ama siz sorun yaratacaksınız, sorun çözme yetkisinde olan kişiler olarak sorunu çözmeyeceksiniz, sorunu masada bırakacaksınız.

Örneğin piknik alanları gibi bu ilçede bir sorun yok aslında.

Neden yok? Yasa çok net çünkü. Ne demiş yasa, köylerin alacakları, varlıkları, borçları ilgili belediyelere geçer demiş.

Örneğin İnceğiz piknik alanı, 2014 yılında köyler mahalleye dönüşünce Çatalca Belediyesine geçmiş. Bunun üzerine belediye, minibüs kaç paraya içeri girecek, otobüsün, taksinin ücreti nedir, meclisten kararını almış, gitmiş makbuzlarını basmış, oradaki tuvaletlere, kapıya bir takım insanlar yerleşmiş zamanında, nasıl yerleştiğini bilmiyorum, onları oradan bertaraf etmiş, zabıtasını koymuş, tuvaletleri ilgili kişiye vermiş ve işletmeye başlamış.

Çatalca Belediyesi’nin İnceğiz Piknik alanını işletmesinden kim rahatsız oldu?  Menfaat sağlayamayanlar rahatsız oldu. Oradaki menfaat, belediyeye gelir olarak gelecek ve hizmet olarak da vatandaşa yansıyacaktı.

Sonrasında aradan bir buçuk, iki ay geçti, Orman İşletme Müdürümüze ki ’ şahısların hiçbirisini suçlamıyorum, bende devlet geleneğinden geliyorum’ bir yazı yazdırıldı. Yapılan anlaşmaya göre 3. şahıslara lokantayı veremezsiniz denildi. İnceğiz’de ki lokantayı kimin ne zaman, hangi tarihte, kime verdiğini herkes biliyor. İlçenin kaymakamı da biliyor, siyasi parti başkanları da biliyor, meclis üyeleri de biliyor. Bilmeyen hiç kimse yok. Benimle konunun ne alakası var? Yer İnceğiz Mahallesi Muhtarlığında, bana deniyor ki 3. şahıslara lokantayı kiraya verdin. Benim olmayan yeri ben nasıl kiraya verebilirim? Sonra mescit yapılmış, burada yapı yapamazsınız deniliyor. Ben mi yaptım mescidi? Burada köprü yaptınız bunu yapamazsınız. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı sözleşmeyi tek taraflı iptal etme yetkiniz var, iptal ediyorsunuz ve bir sorun yaratıyorsunuz. Çatalca Belediyesi orayı o süre içerisinde kısa da olsa 5-6 hafta işletti kim rahatsız oldu? Hiç kimse rahatsız değildi. Diğer yerler içinde geçerli bu. Bunun üzerine Büyükşehire defalarca gittik.  En az on defa ben görüşme yaptım. Büyükşehir Grup Başkan Vekili ve ilgili arkadaşlarla Hüseyin Kahya ve Mesut Üner’de buna şahittir.

20 defa söyledim, dedim ki; “ Arkadaşlar, spor kulüplerimiz çok sayıda, gençlerimiz alkolden, uyuşturucudan kötü alışkanlıklardan kurtulsun, spor kulüplerine on bin lira yirmi bin lira yardım yapmayı bırakalım. Kalıcı bir gelirleri olsun, her mahallede de spor kulübü var bu piknik alanlarını spor kulüplerine verelim.”

2014 yılında bunları ilk söyleyen de benim ve bu mücadeleyi 1,5-2 yıldır verende benim. Ama hiçbir gün bunu böyle yapalım gibi bir anlayışla karşılaşmadım.

Nasıl çözeceğim ben sorunu, yer benim değil, yasayı ben düzenlemiyorum. Piknik alanları, Orman Bakanlığı’na bağlı. Yani sorun suni olarak yaratılıyor” diye devam etti.

Trafik sorunu 5 dakikada çözülür

Trafik konusunun 5 dakikada çözüleceğine vurgu yapan Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara, konuya dair şu ifadelerle konuştu;

“Yıllardan beri trafik konusunu konuşuyoruz. Hiçbir şey yapılmadı diyeceksiniz, hayır yapıldı.  Geriye doğru bakalım kaç tane sinyalizasyon konuldu. Bu sinyalizasyon noktalarının hiçbirisinde sinyalizasyon yoktu. Çakıl Kavşağında da yoktu, Şair Necmettin Halil Onan Bulvarına dönen kavşakta ve Ali Baba Fidanlığının önünde de yoktu. Kaç tane insanın öldüğünü hepimiz çok iyi biliyoruz. Defalarca sinyalizasyona ihtiyaç var dedik. İlgili kurumlara en az yirmi defa yazı yazmışımdır.

Karayolları yok yol benim değil, yok Büyükşehir benim değil, yol uzunluğu uygun değil, oraya sinyalizasyon olmaz, daha büyük sıkıntılar olur denildi. Yazdık, yazdık, yazdık. Konuştuk hep birlikte, sonuç itibariyle sinyalizasyon konuldu.

Sorun çözüldü mü? Kısmen çözüldü. Sorun sadece sinyalizasyon değildi. Çatalca’nın trafik sorunlarını UKOME (Ulaşım Koordinasyon Merkezi) bizden daha mı iyi biliyor?

Çatalca’nın trafik sorununu çözmenin 5 dakika olduğunu defalarca bu kürsüden iddia ettim.

5 dakikadır değerli arkadaşlar.

Böyle bir sorunda yaşamazsınız Çatalca’da. Hep birlikte ortak akılla, İlçe Kaymakamımız, Şoförler Odası ve diğer odalarla, Kent Konseyi ile belediyesi ile Jandarma, Emniyet ile bir araya geldik çok ciddi bir çalışma yaptık,  kitapçık haline dönüştürüldü. 23-03-2016 tarihinde UKOME’ye gönderildi. 24-08-2016’da da UKOME’nin o zamanki Müdürü Mükremin Kara, çalışıyoruz, değerlendireceğiz dedi.

İki yıl bitti, halen yapılan bir şey yok. 4 tane levha koyacaksınız, 2 tane yön tabelası koyacaksınız, Çatalca Kaymakamlığının önünde, Cumhuriyet Meydanı’nda hiçbir trafik sorunu ile karşılaşmayacaksınız. Hiçbir araç karşı karşıya gelmeyecek. Çok basit bir düzenleme. İlçede bu konuda müşterek olmuşuz, anlaşmışız, kaymakamda dâhil olmak üzere. Ama ben belediye başkanıyım, belediyenin bu konuda bir düzenleme yetkisi yok.

Bizim yapacağımız iş, planı, projeyi yapmak, onu ilgili makamlara iletmek ve arkasını takip etmektir. Bugün geleceğiz, öbür gün geleceğiz, bu gece çözüyoruz, yarın akşam toplanıyoruz, ortada yapılan hiçbir şey yok.

Şimdi ben Büyükşehir yapısı olmasa, UKOME yapısı olmasa, 4 tane trafik ve yön tabelası koyduğum zaman hiç kimse sorun yaşamayacaktır, ya da sorun çok daha aza indirgenecektir. Sistem büyükşehire bu yetkiyi vermiş ise Kent Konseyi olarak siz daha ne yapacaksınız, ben ne yapacağım, burada katkı sunan insanlar ne yapacaklar? Yapabileceğimiz bir şey maalesef yok.”

Otoparkı satıyorsunuz diye kıyamet koparılıyor

Otopark sorunu ile ilgili açıklamasında Başkan Cem Kara, “2007 yılında, ben belediye başkanı değildim, İsmail Ağabey belediye başkanıydı. İlçe belediye başkanı , büyükşehir belediye başkanı, hükümet aynı siyasi görüşe aynı siyasi partiye mensup olmalı mıdır, olmamalı mıdır ?

Bu belediye kimsenin babasının malı değil. İsmail Bey iki dönem belediye başkanlığı yaptı ve sorunları çözmek için partisini değiştirdiğini söyledi.

Peki, hangi sorunlar çözüldü?

Hangi köy verilmedi, hangi yatırım geldi?

Yani büyükşehirle hükümet ve Çatalca Belediye Başkanlığı aynı dünya görüşüne sahip olduğunda var olan sorunlar çözüldü mü? Taş ocakları mı kapandı, yeni taş ocakları mı açılmadı? Hangi köyü geri aldık ya da?

Yer altı otoparkı 2007’de projelendirilmiştir. En az on defa söylemişimdir, otopark yapmak, yaptırmak, işletmek hal yapmak yaptırmak, işletmek bunların tamamı Büyükşehir belediye başkanlığının görevidir.

Çatalca halkı konut yaparken otopark bedellerini bizzat Vakıflar Bankası’nda ki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı hesabına yatırır.  Benim başladığım dönemden itibaren yatırılan para 3 milyonun üzerindedir.

Peki, Cumhuriyet Meydanında ki yer altı otoparkı nerede?

Size soruyorum ama bunları Sayın Topbaş’a da sordum ve sormaya da devam ediyorum.

Siyaset yapmak için buraya gelmedim, siyaseti seçim zamanı yaparız. Vakıflar Bankasında ki pankartları herkes hatırlasın. En son seçimden önce, Vakıflar Bankasında pankartlar asılıydı.

Pankartlarda,  “Yeraltı otoparkını yapıyoruz, ihya ediyoruz, otopark sorununu çözdük” yazıyordu, ne oldu, çözüldü mü?

Ama büyükşehirin yapmadığı o zorluk bize başka bir ufuk açtı. Bugün Mehmetçik Meydanı dediğimiz alanı yaratmamıza vesile oldu.

Lütfen herkes yüzünü oraya çevirsin. Neydi orası, dere yatağıydı. Orada sadece kurbağalar vardı, sivrisinekler vardı. Orası bir yaşam alanı oldu. O günden bugüne her türlü elektronik sistemi ve zabıtayı koymama rağmen vatandaş park alışkanlığı edinsin diye, hiç kimseden bir lira para almıyoruz. Orada 600 araçlık otopark alanı yaratmışız, öbür tarafta 532 metre karelik bir alanı satışa çıkarmışız, tarihi otoparkı satıyorsunuz diye kıyamet koparılıyor” ifadelerine yer verdi.

Kimse malını satmak istemez

Gündeme dair açıklamalarının devamında Başkan Cem Kara satışlarla ilgili konuya da değinerek, “Kimse hiçbir yeri satmak istemez. Bende satışlara karşıyım, herkes karşıdır. Biz karşıyız, geleceğimizi kimseye sattırmayız demek o kadar basit ki.

Siz evinizi satmak ister misiniz, bahçenizi, tarlanızı satmak ister misiniz?

İstemezsiniz ama siz aile reisisiniz, sizden eşiniz ya da çocuklarınız bir şey istiyor, okul taksitinin ödenmesini istiyor, servis şoförü para istiyor, evde tencerenin daha iyi kaynamasını istiyorsunuz. O ailenin bir arada durması birliği, dirliği sizin yapacağınız babalık görevinde.

Bizde Çatalca’da bir aileyiz. Halkta bana bu ilçeyi yönetme yetkisi vermiş. Demiş ki bu ilçeyi yönet, çek çevir vatandaşa hizmet et. Vatandaşımıza, kapınızı çalan aç, yoksula yok sana  yardım edemiyorum, kışın seni odunsuz, sobasız bırakıyorum, çatın akıyorsa bir branda ört diyemezsiniz.  Kapınızı çalan bir imama, sağlık ocağı doktoruna, spor kulübü yöneticisine, oda başkanına, git param yok diyemezsiniz, dememelisiniz. Bu çok insanlıkla örtüşen bir şey değildir. O nedenle ailenizi huzurlu ve sağlıklı bir arada tutabilmek için ekonomiye, nakit paraya ihtiyacınız olur. Bugün olur, yarın olmaz, ama öbür gün farklı koşullar gelişebilir.

Belediyelerin sınırsız sonsuz gelirleri yoktur arkadaşlar. 2019 yılı geliyor, herkes belediye başkanlığına aday olabilir. Buradan baktığınızda çok kolay görebilirsiniz ama herkes şunu bilsin ki, belediyelerin gelirleri, sınırları içerisindeki vatandaşlarının varlıklarından toplayacakları gelirlerdir. Yani arsa, arazi, emlak, çevre temizlik, ilan reklam ve benzeri gelirler, yol katılım harçları, ruhsat ve imar harçlarıdır.

Birde bunun dışında devlet iller bankasından nüfusa göre bir miktar para gönderir. Bizim Çatalca Belediyesine bu yıl içerisinde iller bankasından gelen ortalama para 1 milyon 500 bin lira civarındadır. İller Bankası yani devlet param yok sıkıntıdayım diye sadece bizim kamu borçlarımızı kesmesi gerekirken bu da benim belediyem için 182 bin lira ile 217 bin lira arasında değişen bir rakamdır, %12,5 kesmesi gerekirken, Mayıs ayından beri iller bankası bu payların %40’ını keserek gönderiyor.

Hepiniz hesaplayabilirsiniz, 1,5 milyonun %40’ını çıkartın, bize devletten, iller bankasından gelen bütün gelir budur. Bunun dışında bütün çalışanların maaşları, SGK’ları vergi borçları, emekli olanların kıdem tazminatları, emekli ikramiyeleri ve tüm alacakları ilçe belediyelerinin vatandaştan topladığı kaynaktan ödenir. Başka da belediyelerin hiç kimse karnından konuşmasın bir geliri yoktur.

Birde kira gelirleri vardır. Çatalca Belediyesi 450 personelle çalışıyor, İstanbul’un en büyük coğrafyası, %20,9’u. 2 milyona yakın olan bir değer personel giderleridir. Toplam yatırımlarla beraber çöpü vs. ile belediyemizin aylık ortalama 4,5 milyon TL gideri vardır. Geliri de 3,5 milyon liradır. Bunların tamamını AK Parti İlçe Başkanımıza ve Meclis Üyeleri arkadaşlarımıza da anlattım. Muhtarlarımıza da anlattım. Burada Kent Konseyinde de anlatıyorum. Huzur toplantısında da söyledim ama huzur toplantısının amacı başkaydı, bu kadar açık söylemedim.

Ben belediye başkanı olarak, mevcut hizmetleri sürdürebilmem, sıkıntılı yerlerde yol, köprü yapabilmem, kültür merkezini faal halde tutabilmem, spor kulüplerine ve diğer alanlara yardımcı olabilmem, yoksul ve yardıma muhtaçlara yemek yardımı yapabilmem için her ay 1 milyon lira para bulmak durumundayım.

Bu güne kadar buldum geldim.

Nasıl buldum, planda değişiklik yaptım, büyükşehire işlettim, konut alanını benzinlik alanı yaptım, hazineye ait olan yeri belediye mülkiyetine geçirdim tacir ettim, param yoktu, gücüm yoktu ama muhtarlarım gayet iyi biliyorlar, bir kısmı kendi dönemlerinde para bulup 2b’den arsa satın alamadılar.  Ben meclisteki arkadaşlarımdan yetki aldım, dedim ki bu yerleri biz alalım, almaya satmaya yetki istedim. Bugün karşı olan arkadaşlar, bana o gün o yetkiyi de vermediler.

Bir malı almadan satamazsınız. Diyorum ki arkadaşlar bakın, devlet bana 2b arazisininim metre karesini 4 liradan veriyor, 5 liradan veriyor, maksimum 16 liradan veriyor. Gelin bana yetki verin, 5 liradan,16 liradan bu yerleri alayım. Emlakçılara soruyorum bugün 16 liradan alsam yarın kaç lira olur diye, diyorlar ki aynı gün getir 50 liradır metrekaresini alalım.

Bundan daha iyi bir kaynak olabilir mi?

350 dönüm şu anda bizzat parasını ödemekte olduğumuz tapusunu 2017’de devraldığımız yerlerdir. Satışa çıkardığımız yerlerin %90’ı bu yerlerdir. Yani bizim dönemimizde ürettiğimiz, devletten satın aldığımız yerlerdir. Onun dışında 532m² yeri söyledim, alıcısı varsa otopark alanını kimse başka bir amaçla kullanamaz. Otopark alanı denilen bir yere otopark dışında başka bir şey yapamazsınız.

Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu’nun orada sanki sosyal tesis, donatı alanı, yüzme havuzları varmış gibi bir takım tesisler varmış gibi lanse edilen 5700 küsür m² yer, yine bizim dönemimizde hazine arazisinden belediyeye kazandırılmıştır.

Birisi Mehmet Akif Ersoy İlköğretim Okulu’nun olduğu alandır, diğeri Atatürk Spor Kompleksi olarak kullanılan yerdir. O yeri de biz yap işlet devret modeliyle yaptırdık. Bahsedilen yere de yaklaşık 5-6 yıldır yap işlet devret modeliyle proje ürettik, meclis bana yetki verdi ama bugüne kadar ben buraya bu tesisleri yapacağım diyen çıkmadı.

Onun üzerine bu alana Çatalca’ya bir yüzme havuzu kazandırılsın, İstanbul’dan gelenler önce oraya gelsin, domatesini biberini buradan alsın diye, dere alanından bir alan yaratmışız ve bunu satışa sunmuşuz. Hiç kimsenin geleceğini satışa çıkarmamışız.

Akalan’da futbol sahası diye geçen yer, tapu kayıtlarına bakalım, kim almıştır orayı, nedir oranın vasfı? Tarladır ve orayı da biz aldık. Yetki veren meclis üyesi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi.

Elinizi vicdanınıza koyun

Satışlar konusunda yapılan spekülasyonlara değinen Başkan Cem Kara bunun altında yatan neden olarak bazı çevreler tarafından belediyenin nakit paraya sıkışmasının istenmesi olduğunu söyledi. Başkan Cem Kara sözlerinde şu ifadelere yer verdi;

“Satışlara karşı çıkanların amacı belediyenin nakit paraya sıkışmasıdır. Nakit paraya sıkışan belediye önce maaş ödeyemeyecektir.

Siz belediyede, çoğu asgari ücretle çalışan 450 insanı hiç düşünmüyor musunuz? Bu insanlar maaş alamadıklarında, kışın ortasında çoluğuna çocuğuna ne götürecek?

Ama bundan mutlu olacak insanlar var, belediye başkanı maaş ödemedi elimizi ovuşturalım, aman ne güzel, buradan biz belediyeyi yıkarız, ele geçiririz diyerek.

Vicdanınızın sesini dinleyin, elinizi vicdanınıza koyun, bundan kim mutlu olabilir?

Şimdi kış ama yaz olsaydı iki gün, üç gün çöpü alamasaydık bundan mutlu olur musunuz?

Evet, birileri mutlu olacaktır.

Biz bunlara bugüne kadar imkân vermedik, bugüne kadar da kolay para bulmadık, onu da çok net söyleyeyim. Bir televizyon kanalında da anlattım, bütün Türkiye’ye anlattım. Belediyeler zor durumdadır, ister AKP’li olsun ister MHP’li olsun ister bağımsız olsun, ister CHP’li olsun. Açık yüreklilikle bunu ortaya koyan insan sayısı çok az. Şu anda5-6 aydır maaşını ödeyemeyenler, taşerona para ödeyemeyen arkadaşlarımız var. Şimdi bir de bunun üzerine taşeronluk sistemi değişti. Eskiden ben 5-6 firmadan hizmet satın alıyordum bu ay param yoksa diyordum ki kardeşim bu hizmeti sen yapıyorsun bu ay beni idare et. Bir dahaki ay başka bir firmaya diyordum. Şimdi bunlar da bitti. Bütün taşeronlar belediyenin kuracağı şirket bünyesine dâhil olacak yani herhangi bir taşerona, herhangi bir kişiye bu ay maaşı sen öde bir dahaki ay ben sana öderim deme şansım da yok.

Evet, nakit sıkıntım var ama her belediyenin var.

Bu arada şunu da bilmenizi isterim ki, 2016 fiyatlarıyla bu belediyenin 30-40 milyon olan mal varlığı şu an 400 milyon liradır. Yani 2500 dönüm toprağımız vardır. Yüzlerce sayıda dükkânımız vardır. Diyeceksiniz ki kiraları topla. %49 toplayabiliyorum arkadaşlar. İçinizde kiracımız olan var, ödeyememişsin kış ortası, diyorsun ki başkanım yok, ne yapayım.

Çık mı diyeceğim, sokağa mı atacağım? İcra memurlarını mı göndereceğim, haciz mi yapacağım?

Bunu bir vatandaşınıza yapabilir misiniz? Yapamazsınız.

O nedenle bu belediyeyi 9 yıldır biz yönettik, 2019’a kadar da 1 yıl daha süremiz var. Vatandaş seçim zamanı bu değerlendirmesini yapar. Der ki; sen bana hizmet etmedin, ben oyumu başkasından yana kullanıyorum, teşekkür ederiz. Yani halk oy verdiği zaman iyi de oy vermediğinde kötü mü, hayır. Bu demokrasinin geleneğidir. Belediye de kimsenin babasının malı falan değildir.

Ama satışlar konusunun bu şekilde tartışılması ve vatandaşın bu yönde yönlendirilmesi, STK’ların da buna alet edilmesi doğru değildir. Kent Konseyi her türlü protestosunu yapar, basın açıklamasını yapar saygı duyarım.

Çatalca’nın bir sürü sorununda tek tek size telefon edip benimle mutlaka Çakıl merasına geleceksiniz, orada eylem yapacaksınız dedim mi? Ormanlı’da kum ocağının kapasitesi 5 katına çıkartılırken, Muratbey’de taş ocaklarının kapasitesi 2 katına çıkartılmaya çalışılırken, Akalan’da yeni taş ocakları açılmaya çalışılırken ya da Binkılıç’ta geri gönderme merkezine karşı bunu bu halk istemiyor diye tepki koyarken ben, herhangi bir muhtara, herhangi bir STK’ya telefon edip, baskı yaptım mı?  Mutlaka siz de burada olacaksınız, benimle birlikte direneceksiniz dedim mi?

Herkesin aklı vardır fikri vardır. Oturursun, bakarsın nereye tepki koyacaksan yönetim kurulu kararını alırsın, buna göre hareket edersin.

Beni üzen budur. Benim Kızılay Derneğim, benim Yeşilay Derneğim kimsenin babasının malı değildir.

O Kızılay Derneği bütün dünya mazlum milletlere, naçar kalmış insanlara yardım için vardır. Elinize Türk Bayrağını alacaksınız geleceksiniz Kızılay Derneği, Yeşilay Derneği olarak belediyenin önünde eylem yapacaksınız. Bu benim de canımı acıtıyor. Herkesin canını acıtması gerekir.

Bu gerçeklerle hepimiz yüzleşmeliyiz, hepimiz görmeliyiz. Kimse malını satmak istemez. Çatalca’dan bir karış toprak koparılmaması için bütün mücadeleyi biz Kent Konseyi ve bu ilçenin halkıyla beraber, hiçbir siyasi parti ayırmıyorum ‘Çünkü kişiler geçicidir’, birlikte verdik.  Satışlar konusu bundan ibarettir. Kimse gönüllü olarak evini bağını bahçesini satmak istemez belediyeler de satmak istemez. Ama bunlar bir zorunluluktur” şeklinde konuştu.

Çatalca Belediye Başkanı Cem Kara konuşmasının sonunda Kent Konseyi’nin kurulduğu günden itibaren çok önemli hizmetler yaptığını belirterek, çözülemeyen sorunların gerekçelerini konuşmasında anlattığını ifade etti.

Etiketler :
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER